TESTİS KANSERİ

Testis kanseri, testisten kaynaklanan ve 15-44 yaş arası erkeklerde en sık görülen kanserdir. Ancak testis kanseri nadiren ergenlikten önce de ortaya çıkabilir.

Belirtileri
Testis kanserinin en yaygın ilk fark edilen belirtisi, testiste gelişen ağrısız yumrudur. Yumru genellikle ağrısızdır, ancak bazı insanlar etkilenen testisten gelen bir miktar ağrı veya rahatsızlık fark eder. Skrotumdaki her şişlik ve yumru kanser değildir. Kasık fıtığı, hidrosel, sperm kanalı kistleri ve varikosel gibi durumlarda da skrotumda şişlik oluşabilir. Ancak testislerde şişlik veya yumru fark edildiğinde erken tanının konulabilmesi için mümkün olan en kısa sürede doktora başvurulması gereklidir. Çünkü testis tümöründe erken tanı tedavi başarısını artıran en önemli faktördür.

Risk Faktörleri
Bazı risk faktörleri, testis kanserinin gelişme olasılığını artırır. Bunlar: Irk ve etnik köken; beyaz erkeklerde testis kanseri riski, Afrikalı ve Asyalı erkeklerden yaklaşık 4 – 5 kat fazladır. Aile geçmişi; testis kanseri olan erkeklerin kardeşleri ve oğulları da risk altındadır. İnmemiş testisler; testisler karında gelişir ve genellikle doğumdan önce skrotuma doğru aşağı doğru hareket eder (iner).

Bazı bebeklerin doğumda bir veya her iki testiste torbasına inmemiştir. Bu durum ameliyatla düzeltilebilir. İnmemiş testisi cerrahi olarak düzeltilmemiş erkeklerde büyük bir risk artışı vardır. Bebekken inmemiş testis düzeltilmiş erkeklerde hala risk altındadır.
İnfertilite; anormal sperm sayısına sahip kısır erkeklerde testis kanseri gelişme riski normal topluma göre biraz daha yüksektir.

Tanı
Testiste yumru varlığında testisin muayene edilmesi ve sonrasında yapılacak ultrason tetkiki tanıyı doğrulayacaktır. Ultrason testisleri görüntülemek için ses dalgalarını kullanan basit, ağrısız bir testtir. Bu test, yumrunun katı bir kitle (muhtemelen bir tümör) veya kanserli olmayan (iyi huylu) bir kist (testislerde yaygın olan sıvı dolu bir yumru) olup olmadığını söyleyebilir. Ayrıca testis tümöründe yükselen bazı belirteçlerin değerlendirilmesi için alfa-fetoprotein (AFP), beta insan koryonik gonadotropin (beta-hCG) ve laktik dehidrojenaz (LDH) seviyelerine bakılan kan tetkiki yapılmalıdır.

Tedavi
Kanser teşhisi konulursa, etkilenen testisin ameliyatla alınması gerekir. Kasık bölgesinden kitlenin büyüklüğüne göre değişen boyutta yapılan bir kesi ile testis alınır. Bazı özel durumlarda ve testisteki kitle çok küçük olduğunda testisin sağlam kısmı korunarak sadece tümör alınabilir. Çıkarılan testis kanseri doğrulamak için mikroskop altında incelenmek üzere patolojik değerlendirme için gönderilir.
Sadece tek testis çıkarılırsa cinsel yaşam genellikle etkilenmez. Ereksiyon fonksiyonu, erkeklik hormonu düzeyi ve çocuk sahibi olma şansı olumsuz etkilenmez. Bununla birlikte, testis tümörü yayıldığı için ek olarak kemoterapi veya radyoterapi verilirse, çocuk sahibi olma şansını olumsuz etkileyebilir. Ancak pek çok hastanın, kemoterapi veya radyoterapi tedavisini aldıktan bir yıl sonra spermiyogram değerlerinin normale döndüğü görülmektedir.

Testis kanseri tanısı doğrulanırsa, kanserin yayılıp yayılmadığını değerlendirmek için genellikle ileri testler önerilir. Bu değerlendirmeye kanserin evrelendirilmesi denir. Evreleme kanserin karın bölgesindeki lenf düğümlerine, akciğere ve diğer organlara yayılıp yayılmadığını tespit etmeyi amaçlar. Kanserin evresini belirlemek doktorunuzun size en iyi tedavi seçeneklerini önermesi konusunda yardımcı olur.
Kanseri evreleme amacıyla önerilecek testler arasında bilgisayarlı tomografi (BT) taraması, manyetik rezonans görüntüleme (MRG), PET görüntüleme veya diğer testler bulunur.

İleri Evre Testis Kanserinde Tedavi
Testis kanseri karın içi lenf bezelerine, akciğere veya başka organlara yayılmışsa önerilebilecek tedavi seçenekleri arasında ameliyat, kemoterapi ve radyoterapi yer alır. Her hasta için önerilecek tedavi, kanserin evresi, kanserin türü (seminoma veya seminom dışı) ve genel sağlık durumu gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişir.

Testis kanserinin, özellikle erken evrede yakalanırsa daha yüksek olmakla birlikte, tedavisi genellikle başarılıdır. Hastaların % 95’inden fazlası başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.

Tedavi Sonrası Takip
Normalde, başarılı bir tedaviden sonra kanserin nüks edip etmediğini kontrol etmek için düzenli takip gereklidir. Bu takipler, kan testlerini ve BT, MRG, PET gibi görüntüleme tetkiklerini içerebilir.

Biz Sizi Arayalım